2011 Ağustos’u… Beşiktaş’ın UEFA Avrupa Ligi play-off
turundaki rakibi, Rusya ekibi Alania… Maç, İnönü’de… Bir kadın olarak daha önce
Yeni Açık’ta izlediğim Beşiktaş maçlarında siyah-beyaz atkılarını
sallamayanlara ağzını doldura doldura nahoş temennilerde bulunan amigoya ayak
uydurma çabası içinde olduğumdan kaçırdığım golleri, bu kez “Numaralı”da görme
şansını yakalamışım. Rakip takım ikinci ligten ama maçın, o atmosferin keyfi;
paha biçilemez! Hele de karşı tribünde süslü kelimeler ve betimlemelerin nafile
kalacağı bir topluluk, ÇARŞI varken…
***
Her gün, dünyanın her yerinden ajanslara düşen gol fotoğrafları gözümün önünden geçiyor, çok da ilgilenmiyorum aslında. Bakıyor geçiyorum… Ama o gol fotoğrafını ben çektiysem…
***
Beşiktaş, o gün, o maçta Alania’ya 3 gol attı. 89’uncu
dakikada son noktayı koyan Portekizli Almedia’nın, takım arkadaşları Holosko ve
İbrahim Toraman’la gol sevincini paylaşırken sarılması akıllardan silinmeyen
–en azından benim için- bir görüntü oluşturdu.
***
“Futbol böyle bir şey, takım arkadaşlığı işte bu!” dedim…
“Keşke tüm meslek gruplarına mensup insanlar, aynı
samimiyeti yakalayabilse, sevinçlerini içten bir sarılma ile gösterebilse…”
dedim…
***
Son dakikada gol yiyen Alania kalecisi Khomich'in
üzüntüsü ve topu kaleden çıkarırken yüzünün aldığı ifade ise mağlubiyetin ve
sorumluluğunu yerine getirememiş olmanın verdiği suçluluk duygusunun eseriydi...
***
O gole bir de Hürriyet WebTV’den bakın:
http://webtv.hurriyet.com.tr/4/20764/0/1/son-noktayi-almeida-koydu.aspx